Yapı Kredi Yayınları
476
Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Orhan Pamuk’un 1990 yılında yayınlanmış kitabı birçok dile çevrilmiş ve yazarın uluslararası boyuttaki ününü arttırmıştır.
Bir İngiliz edebiyat eleştirmeninin kitap hakkında son derece ilginç bir yorumu olmuştur. Eleştirmen, böyle sıkıcı bir kitabın ancak Fransızlar tarafından sevilebileceğini ve İsveçlilerin de yazara o meşhur Nobel Ödülü’nü vereceğini dile getirmiştir. İngiliz eleştirmenin bu kehaneti doğrulanmıştır ve kitabı gerçekten de Fransızlar sevmiştir ve daha sonra yazar, Nobel Ödülü kazanmıştır.
Romanın ana karakteri Galip, İstanbul’da yaşayan ve kimliğinden memnun olmayan bir avukattır. Bir gün karısı Rüya’nın küçük bir not bırakarak onu terk ettiğini öğrenir. Galip, eşini bulmak amacıyla sıradışı bir eyleme kalkışır.
Galip; eşi Rüya’nın, bir gazetede köşe yazarlığı yapan kardeşi Celal’e kaçtığını düşünür. Bu sıralarda Celal’in de kayıp olduğunu öğrenir. Galip, kardeşi ve eşinin izini bulmak için Celal gibi yaşamaya başlar, Celal’in kimliğini ele geçirir. Bunu yaparak Celal gibi düşünebileceğini ve dolayısıyla kardeşi ve eşinin nerede olduğunu bulabileceğine inanmaya başlar.
Roman, bireyin kimlik sorununu ele almasının yanında batı ve doğu arasında kalan İstanbul’un ve doğal olarak Türkiye’nin de kimlik sorununa değinmektedir.