Mendirek Yayıncılık
269
Masal dünyalarının kapılarını kapatabilir miyiz? Açık olunca prensler bu tarafa geçiyor.
Hayatımın en güzel zamanlarında beş yaşındaki kardeşime -ki ben ona Küçük Şeytan diyorum- bakmakla sınanıyordum. Eva'nın bitmek bilmeyen istekleri, sonsuz kaprisi ve hiçbir şeyden memnun olmayan kişiliği ile boğuşurken aklıma gelen fikirle bir kere daha ne harika olduğumu fark ettim. Neden bir bakıcı tutmuyordum ki?
Bakıcı ilanı verip beklemeye başladığım o saatlerde gelen yaşlı ve huysuz teyzeler yüzünden umutlarım tükenmek üzereyken kapı çaldı. Gözleri bir metre ötesini görmeyen ya da kulakları duymayan yaşlı bir teyzeyi daha görmeyi yüreğim kaldırmayacaktı. Ama yanıldığımı çok geçmeden fark ettim!
Şu an karşımda sakallı bir bakıcı duruyordu.Ah hayır hayır, kesinlikle gelen kişi sakallı bir teyze değildi. Derrek tüm karizmasıyla önümde dikilirken, hayatımdaki hiçbir şeyin eskisi gibi devam edemeyeceğini fark etmem uzun sürmedi! Ama yine de benden size ufak bir tavsiye, sakın erkek bir bakıcıyı işe almayın. Alıyorsanız da bir yıl boyunca onu işten kovamayacağınıza dair bir anlaşma imzalamayın!