Aspendos Yayıncılık
464
Bu hikâye, Jared'ın hikâyesi.
Hiç, bir şeylere vurduğunuzda iyi hissettiğiniz için kendinize kızdınız mı? Ya da tüm duygulara karşı hissizleştiniz mi? Son birkaç yıl benim için böyleydi. Öfke ve hissizlik arasında gidip geldim. Bazı insanlar bunun için benden nefret ederken, bazıları korkuyorlardı. Ama o insanların hiçbiri bana zarar veremezdi, çünkü hiç kimse ya da hiçbir şey umurumda değildi.
Tatum dışında.
Ondan nefret ediyor, aynı zamanda onu çok seviyordum. Gitmesine izin verdiğim için de kendimden nefret ediyordum. Eskiden arkadaştık biz, ama ona -veya bir başkasına- güvenmemem gerektiğini öğrendim.
Ve onu incittim. Onu kendimden uzaklaştırdım.
Ona hâlâ ihtiyacım var aslında. O, gerçek beni ortaya çıkarıyor ve ben, bütün öfkemi onda toplayabiliyorum. Onun çekiciliği, dik duruşu, karşı koyuşu… onlar benim hayat kaynağım, aldığım nefes ve insan olarak bir şey hissedebildiğim son parçam.
Ama Tate gitti. Bir yıllığına Fransa'ya gitti ve geri döndüğünde farklı birisiydi artık. Şimdiyse, ondan uzak durma çabalarımın tümünü geri tepiyor.